Minare de doğru ama içi eğri atasözünün anlamı;
“Minare de doğru ama içi eğri” atasözü, genellikle bir kişinin veya bir şeyin dış görünüşünün güzel veya doğru olduğunu, ancak içerisindeki gerçeklerin veya niyetlerin yanlış veya kötü olduğunu ifade etmek için kullanılan bir deyimdir.
Bu atasözü, insanların veya nesnelerin her ne kadar dışarıdan doğru veya mükemmel gibi görünse de, içerisindeki gerçek durumun pek de öyle olmadığını ifade etmektedir. Yani sadece dış görünüşe bakarak bir sonuç çıkarmanın, yanıltıcı olabileceğini vurgulamaktadır.
Örneğin, bir kişi veya kurum yaptığı hareketlerle veya dış görünüşüyle dürüst, doğru ve güvenilir gibi algılansa da, gerçekte ise farklı niyetlere veya kötü davranışlara sahip olabilir. Bu nedenle insanların sadece dışarıdan değil, içeriden de analiz etmek gerektiği mesajı verir.
Aynı şekilde bir nesne de, güzel veya mükemmel bir şekilde tasarlanmış gibi görünse de, kullanılmaya başlandığında sorunlarla karşılaşabilir veya işlevini yerine getiremeyebilir. Bu durumda da, dışarıdan bakılan görüntüsü ne kadar iyi olursa olsun, iç yapısındaki düzensizlik veya eksiklikler nedeniyle kullanışsız hale gelebilir.
Atasözünün temel öğretisi, yargılama ve sonuç çıkarma aşamasında sadece dış görünüşe veya ilk izlenime dayanmamanın önemini vurgulamaktadır. İnsanlar bir kişiyi ya da bir şeyi değerlendirirken, geçmiş deneyimleri, içerideki niyetler, söylenenlerin ve yapılanların tutarlılığı gibi içeriklere de dikkat etmelidirler. Bu, yanıltıcı olabilecek görsel unsurlardan ziyade gerçekler ve içeriklere dayanarak daha doğru sonuçlar çıkarabilecekleri anlamına gelir.
Sonuç olarak, “Minare de doğru ama içi eğri” atasözü, dışarıdan bakıldığında her ne kadar güzel veya doğru gibi gözükse de, içerisindeki gerçek durumun bambaşka olabileceğini vurgulayan bir deyimdir. İnsanların dışarıdan yapılan değerlendirmeler yerine içeriklere ve gerçeklere dayalı bir değerlendirme yapmaları gerektiğini anlatır.