Körün istediği iki göz biri ela biri boz atasözünün anlamı;
“Atasözleri, halk arasında nesilden nesile aktarılan ve hayatın farklı alanlarında tavsiye niteliği taşıyan bilgiler içeren deyimlerdir. Bu atasözlerinden biri de ‘Körün istediği iki göz biri ela biri boz’ atasözüdür. Bu atasözü, insanların sürekli olarak daha fazlasını isteme hedefini ve çoğu zaman sahip oldukları değerleri yeterli görmemelerini anlatmaktadır.
İnsanlar genellikle sahip oldukları şeyleri, özellikle maddi değerleri ve imkanları, elde etmek için gayret ederler. Ancak, bazen sahip oldukları nimet ve değerleri tam olarak takdir etmezler. ‘Körün istediği iki göz biri ela biri boz’ atasözü, tam olarak bu durumu ifade etmektedir. İnsanlar, sahip oldukları değerleri yeterli görmemek ve daha fazlasını hedeflemek yerine, sahip olduklarına şükretmeli ve onları korumalıdır.
İnsanların sürekli olarak daha fazlasını isteme hedefi, bazen hayatlarını mutsuzluğa sürükleyebilir. Bir şeylere sahip olma arzusu, sürekli bir memnuniyetsizlik duygusuna yol açabilir. Bu durumda, elde edilen kazanımların gerçek değeri göz ardı edilir ve sahip olunanlar yetersiz olarak algılanır. İnsanlar, istekleri karşılandıkça daha fazlasını isterler ve bu döngü sonsuza kadar devam edebilir.
Ancak, bu atasözüyle insanlara bir ders verilmek istenir. Kişiler, sahip oldukları değerleri takdir etmeli ve onları korumalıdır. Ela ve boz göz, bir körün eşit olarak kullanabileceği gözlere işaret etmektedir. Yani, ne elanın ne de bozun birbirinden üstünlüğü vardır. Dolayısıyla, insanlar sahip oldukları değerleri yeterli görmeli ve daha fazlasını istemek yerine, mevcut nimetlere odaklanmalıdır.
Bu atasözü aynı zamanda insanların güzellikleri ve kusurlarıyla kabullenilmesi gerektiğini de ifade eder. Göz rengi farklı olan bu atasözü, insanların farklılıklarını kabullenmek gerektiğini vurgular. Her insanın kendine özgü özellikleri vardır ve bu özelliklerinde güzellikler ve kusurlar vardır. İnsanlar, bu farklılıklara değer vermelidir.
Sonuç olarak, ‘Körün istediği iki göz biri ela biri boz’ atasözü, insanların sahip oldukları değerleri takdir etmeleri ve sürekli olarak daha fazlasını isteme hedefinden vazgeçmeleri gerektiğini anlatmaktadır. İnsanlar, mevcut nimetlere odaklanmalı ve farklılıkları kabul ederek kendilerini mutlu edebilmelidir.”