Kadının yüzünün karası erkeğin elinin kınası atasözünün anlamı;
“Atasözleri: Kadının yüzünün karası, erkeğin elinin kınası” gibi bir atasözü, toplumumuzda kadın ve erkek arasındaki toplumsal cinsiyet rollerinin ve değerlerinin vurgulandığı bir deyimdir. Bu atasözünü anlamak için hem erkek hem de kadının sosyal statüsünü, toplumdaki rollerini ve beklentileri göz önünde bulundurmak gerekmektedir.
Atasözü, günlük yaşamda bir adet olan el kınasını erkeğe, kadının yüzünün kara olmasına benzetir. Kadının yüzünün karası ifadesi, günümüzde genel olarak negatif bir anlamda kullanılan bir ifadedir ve genellikle kişinin itibarını lekelemek veya itibarsızlaştırmak amacıyla kullanılır. Ancak bu atasözü aslında erkeğin değerini artırırken, kadının da değerini küçümsemektedir.
Atasözündeki kadının yüzünün karası, onun sosyal statüsünde veya değerinde bir eksiklik veya kusur olduğunu ima etmektedir. Kadının toplumdaki rolü, erkeğin el kınası gibi basit ve süslü değil, daha karmaşık ve önemsizdir. Bu atasözü, kadınların erkeklere göre daha aşağı bir konumda olduğunu ve toplumdaki değerlendirme sisteminde kadının marjinalleştirildiğini düşündüren bir mesaj verir.
Ancak, günümüzde bu atasözü hala kullanılmakla birlikte, çoğu kesim tarafından cinsiyet eşitliği açısından olumsuz ve yanlış bir ifade olarak görülmektedir. Toplumda kadın ve erkeğin eşit haklara ve fırsatlara sahip olması gerektiği değerleri giderek benimsendiği için bu atasözü de geçerliliğini yitirmeye başlamıştır. Kadının yüzü, cinsiyetinden bağımsız olarak kendi kişilik ve yetenekleriyle değerlendirilmelidir.
Sonuç olarak, “Kadının yüzünün karası, erkeğin elinin kınası” atasözü, kadının değerinin küçümsemesini ve toplumdaki cinsiyet rollerinin belirli bir hiyerarşiye dayandığını ifade eder. Ancak, günümüzde bu atasözü, kadın-erkek eşitliğinin ve toplumsal cinsiyet normlarına meydan okumanın savunucuları tarafından eleştirilmektedir. Tüm bireylerin, cinsiyetlerinden bağımsız olarak eşit değerde olduğunu kabul etmek, toplumumuzun gelişimi açısından önemlidir.