Güzellik tabiatın kadına ilk verdiği ve ilk geri aldığı hediyedir atasözünün anlamı;
“Güzellik tabiatın kadına ilk verdiği ve ilk geri aldığı hediyedir” atasözü, güzelliğin doğuştan gelen ve zamana bağımlı olan bir özelliğe işaret etmektedir. Kadınların güzellikleri, doğal olarak yaratıldıkları anda onlara kazandırılan bir özelliktir. Ancak zamanın etkisiyle bu güzellik zamanla azalabilir ve geri çekilebilir. Atasözü, güzellik kavramının geçici ve sübjektif olduğunu, doğal olarak kendiliğinden gelen bir hediyenin de zamanla elden gidebileceğini vurgulamaktadır.
Tabiat, doğanın ve evrenin bütününü temsil eden bir kavramdır. Atasözünde geçen “tabiat”, insanın dış dünyayla olan bağlamını ifade etmektedir. Doğa, yaşamın başlangıcı ve kaynağıdır ve insanın doğal güzelliklerine ilham verir. Bu nedenle, güzelliğin tabiatın bir armağanı olduğu öne sürülür. İlk defa doğuştan gelen bir özellik olarak güzellik, kadının varoluşundan itibaren ona kazandırılan bir değerdir.
Ancak, zamanın ve yaşamın etkisiyle güzellik de değişebilir ve zamanla azalabilir. Bu da güzelliğin insana verilen bir hediye olduğu kadar, zamanla insandan alınabileceğini gösterir. Doğal güzellik, yaşın ilerlemesi, hastalıklar, dış etkenler veya stres gibi faktörlerle de azalabilir. Atasözü, insanların güzelliğin geçici ve dış faktörlere bağımlı olduğunu kabul etmeleri gerektiğini vurgular.
Bu atasözü, güzellik kavramının göreceli olduğunu ve güzellik algısının zamana, kültüre ve çevreye bağlı olarak değişebildiğini ifade eder. Her insanın güzel olduğu, her dönemin ve toplumun güzellik anlayışının farklı olduğu düşüncesiyle yazılan bu atasözü, insanlara güzellik kavramı üzerindeki gereksiz baskıyı azaltma ve kabul etme fikrini aşılamaktadır. Güzellik, daha derin bir anlam taşıyan özelliklerin yanı sıra sadece dış görünüşle ilişkili bir kavramdır. Bu atasözü, insanların kendilerini güzellikleriyle değil, karakteristik özellikleriyle ve içsel güzellikleriyle tanımlamaları gerektiğini hatırlatır.