Doğru söyleyeni (konuşanı) dokuz köyden kovarlar atasözünün anlamı;
“Dokuz köyden kovarlar” atasözü, doğruluğu ve dürüstlüğü savunan kişilerin toplumda sık sık kabul edilmediği veya dışlandığı bir durumu ifade eder. Bu atasözü, insanların çoğu zaman yanlış düşünceleri, yanlış davranışları veya yanlış bilgileri kabul etmeyen kişilerin toplum tarafından dışlanabilir ya da reddedilebilir olduğuna işaret eder. Yani, gerçekleri açıklamak veya doğruyu söylemek riskli olabilir ve toplumda hoş karşılanmayabilir.
Atasözü, toplumda yaygın olarak kabul gören yanlış inançlara veya yanlış davranışlara karşı çıkmak veya eleştiri yapmak isteyen insanların maruz kalabileceği olumsuz sonuçları vurgular. Bu kişiler, farklı düşündükleri veya gerçekleri söyledikleri için dışlanabilir, itibar kaybedebilir veya toplum içinde değersizleştirilebilir. Çoğu insan, durumuyla uyumlu olmak için doğruyu söylemek yerine yanlışları kabul etmeyi tercih eder ve yanlış bilgilere dayalı davranışlara katılır. Bu durumu eleştiren atasözü, doğruluğu savunan kişilerin toplum içinde yalnızlaşabileceğini ve hatta kovulabileceğini ifade eder.
Bu atasözü, toplumun bilinçli bir şekilde yanlış bilgilere veya yanlış davranışlara yönlendirildiği durumları da eleştirebilir. Buna karşılık, doğruluğu söylemekte ısrar edenlerin toplum içinde baskı altına alınabileceği veya susturulabileceği düşüncesini ortaya koyar. Bu nedenle, bu atasözü, insanların bazen düşüncelerini veya gerçekleri saklamak veya yanlışları desteklemek zorunda kaldığı toplumların var olduğunu gösterir.
Sonuç olarak, “Doğru söyleyeni (konuşanı) dokuz köyden kovarlar” atasözü, doğruluktan şaşmayıp dürüstlüğü savunan insanların toplum içinde kabul görmemesi veya dışlanması durumunu ifade eder. Bu atasözü, toplumda yanlışları veya yanlış davranışları eleştiren kişilerin zorluklarla karşılaşabileceğini ve hatta toplum tarafından reddedilebileceğini anlatır.