Cahile söz (laf) anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür (zordur) atasözünün anlamı;
“Atasözleri, halk arasında nesilden nesile aktarılan ve derin anlamlar içeren özlü sözlerdir. Bu sözler genellikle deneyimlerden ve yaşanan olaylardan çıkarılan dersleri ifade eder. Bu anlamda cahile söz anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür atasözü de yüzyıllardır kullanılan ve önemli bir mesaj içeren bir sözdür.
Bu atasözü, insanların zorlu ve imkansız görünen durumlardan kaçınmaları gerektiğini ifade eder. Deveye hendek atlatmak, normal şartlarda oldukça zor bir iştir. Deve, yüksek ve geniş bir hendek üzerinden atlamak için büyük bir çaba harcaması gereken bir hayvandır. Dolayısıyla, deveyi bu tür bir zorlukla karşı karşıya bırakmak ona haksızlık olur ve onu büyük bir güç sınamasına sokar.
Benzer şekilde, cahillere söz anlatmak da bir o kadar zor bir iştir. Cahiller, bilgisizlik ve anlama yeteneğinin eksikliğiyle karakterize edilen kişilerdir. Bu kişilere bilgi vermek, anlamlı bir iletişim kurmak ve düşünceleri anlamalarını sağlamak oldukça zor ve zahmetli bir süreçtir. İnsanlar genellikle kendi fikirlerine körü körüne bağlı olan cahillerle tartışmaktan kaçınır ve bu tür insanları anlamak için çaba harcamaktan kaçınır.
Cahile söz anlatmanın deveye hendek atlatmaktan daha zor olduğu, çünkü insanların düşüncelerini değiştirmenin ve onları eğitmek ve bilgilendirmek için uğraşmanın çok daha zor bir iş olduğu ifade edilmek istenmiştir. Deveye bir kere atlatılan bir hendek, o anda geride kalan bir engel olarak kalırken; cahilleri bilinçlendirmek ve onları doğru yola yönlendirmek sürekli bir çaba gerektirir.
Sonuç olarak, cahile söz anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür atasözü, insanların bilgisizliği reddetmeleri ve anlamaya çalışmak yerine geçerli sebepleriyle kabul etmeleri gerektiğini ifade eder. Bu söz, insanların yüzleştiği zorlukları anlamamız ve onları çözmek için çaba harcamamız gerektiğini hatırlatır. Bu nedenle, bilinçsizliğin madalyonunun iki tarafını da gözlemlemeli ve insanları doğru yola yönlendirmenin önemini kavramalıyız.”