Bir yemem diyenden kork bir oturmam diyenden ne demek ? atasözünün anlamı nedir ?

Bir yemem diyenden kork bir oturmam diyenden atasözünün anlamı;

“Bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden” atasözü, insanların sözleriyle değil, eylemleriyle değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden bir atasözüdür. Bu atasözü, kişilerin davranışlarına göre güvenilirliklerini veya samimiyetlerini sorgulama amacını taşır.

Bir toplumda yaşarken, insanlar genellikle birbirleriyle iletişim kurar, fikirlerini dile getirir ve sözlerle bazı taahhütlerde bulunurlar. Ancak bu atasözü, kişilerin sözlerinden ziyade eylemlerine bakılması gerektiğini vurgular. Çünkü birçok insan sözleriyle başkalarının beklentilerini yerine getirme veya vaatlerde bulunma eğilimindedir, ancak bu sözleri yerine getirmek için gerekli çabayı göstermezler. Dolayısıyla bu atasözü, kişilerin söylediklerinden çok yaptıklarıyla değerlendirilmesi gerektiğini anlatır.

Çevremizdeki insanlarla güven duygusu kurabilmek ve ilişkilerimizi sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için, onların sözleriyle değil, eylemleriyle hareket ettiğini görmek önemlidir. Örneğin bir kişi, “Sana yardım ederim” der ancak gerekli yardımı sunmazsa, bu sözlere güven duymamak doğaldır. Bir başka örnek olarak, birisi size sürekli olarak “Senin için yanındayım” der ancak sıkıntı anlarınızda ya da ihtiyaç durumlarınızda hiçbir şekilde destek olmazsa, o kişiye güven duymanız zorlaşacaktır.

Bu atasözü aynı zamanda insanların karşılıklı ilişkilerinde manipülasyon ve aldatıcı davranışları da ele almaktadır. Söylemleriyle etkileyici olmaya çalışan insanlar, genellikle kendilerine bir avantaj veya menfaat sağlamak amacıyla hareket ederler. Ancak gerçek niyetlerini gizlemek ve başkalarını aldatmak için kullanılan bu söylemler, zamanla anlaşılır hale gelir ve güven kaybına sebep olur. Bu nedenle kişiler, yapılan eylemlere öncelik vererek, insanların gerçek niyetlerini ve dürüstlüklerini anlama yoluna gitmelidir.

Sonuç olarak, “Bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden” atasözü, sözlerin değil, eylemlerin güvenilecek ve göz önünde bulundurulacak yön olduğunu vurgulamaktadır. İnsanlar, ilişkilerinde ve güvenilirliklerini sorgularken karşısındakilerin yaptıklarına odaklanmalı ve doğruyu görmek adına sözlerden ziyade eylemlere önem vermeleri gerekmektedir.