Aba da bir diba da giyene güzel de bir çirkin de sevene atasözünün anlamı;
“Aba da bir diba da giyene güzel de bir çirkin de sevene” atasözü, dış görünüşe önem vermeyen, insanları sadece kişilikleriyle değerlendiren bir anlayışı ifade eder. Bu atasözü, insanların fiziksel özelliklerine veya statülerine bakmaksızın, herkesi eşit ve adil bir şekilde değerlendirmenin önemine vurgu yapar.
Atasözünde bahsedilen “aba” ve “diba” terimleri, eski Türk toplumunda giyim tarzını ifade ediyordu. “Aba”, daha sade ve geleneksel kıyafetleri anlatırken, “diba” ise daha gösterişli ve zarif kıyafetleri ifade ederdi. Dolayısıyla, bu terimler aracılığıyla kişinin giyimiyle ne kadar ilgilenmediği ve giyinim farklılıklarına önemsemeyen bir yaklaşım sergilediği anlatılır.
Bu atasözü ayrıca, insanların fiziksel olarak çekici veya çirkin olmalarının, gerçek değerlerini yansıtmadığını ifade eder. Önemli olan, insanın karakteri, davranışları ve değerleriyle ilgilidir. Güzel veya çirkin olmanın bir insanın iç güzellikleriyle kıyaslanamayacağına dikkat çekilir. Kişinin iç dünyası, hayattaki tutumu ve davranışları, onun gerçek değerini belirler.
Bu atasözü aynı zamanda insanların dış görünüşlerine yargılamadan önce, onları tanımaları ve iç dünyalarını keşfetmeleri gerektiğini vurgular. İnsanlar arasındaki gerçek ilişkilerin, samimiyete ve yanlış yargılara dayanmadan karşılıklı anlayışa dayandığını ifade eder.
Sonuç olarak, “Aba da bir diba da giyene güzel de bir çirkin de sevene” atasözü, insanların fiziksel görünüşleri veya giyim tarzlarına bakmaksızın, herkesi kişilikleriyle değerlendirmemiz gerektiğini vurgular. İç güzellik ve karakter, bir insanın gerçek değerini belirlerken, dış görünüş hiçbir zaman önemli bir kriter olmamalıdır.